
İstanbul’da deprem tartışmalarının gündeme geldiği şu günlerde, 125 sene önceye, 1894 İstanbul Depremi‘ne bir bakış: “Sismograf Nam Aletin Yıldız Sarayı’na Nakline…”
Toplumsal Tarih Dergisi Ekim 1999 – Yavuz Selim Karakışla “Arşivden Bir Belge: İstanbul’u Sarsan 1894 Depremi”
Üstteki Görsel: 10 Temmuz 1894 depreminde hasar gören Daire-i Umûr-ı Askeriye’nin tamiratı.
Osmanlı devlet arşivlerindeki belgelerden anlaşıldığına göre, 10 Temmuz 1894 tarihinde meydana gelen büyük depreme kadar Osmanlı İmparatorluğu’nda bir sismografi aleti ve bir deprem uzmanı bulunmamaktaydı.
Depremden hemen sonra Istanbul’a davet edilen Atina Rasathanesi müdürü M. D. Eghinitis, 25 Temmuz günü İstanbul’a gelerek Rasathane-i Şahane müdürü Kumbari Efendi ve onun yardımcısı Emile Lacoine ile birlikte incelemeler yapmış ve bulgularını bir rapor haline getirmişti.
İstanbul’da toplam 474 kişinin öldüğü 482 kişinin de yaralandığı bu 17 saniyelik “büyük hareket-i arz”dan kaynaklar “şimdiye kadar İstanbul’da duyulan en şiddetli depremdir. Üç sarsıntı ile olmuştur; birincisi yatay olup yalnız eşyaları düşürmüştür; ikincisi dikey olup bütün hasara sebep olmuştur; üçüncüsü ise yine yatay olmuştur” şeklinde bahsetmektedir.
M. D. Eghinitis, Atina Rasathanesi’nden yapmış olduğu ölçümlere dayanarak, 10 Temmuz 1894 depreminin Richter ölçeğine göre 9 şiddetinde olduğunu öne sürmüştür. Ancak, deprem sırasında Istanbul’da bir sismik ölçüm aleti bulunmadığı için, depremin sismik ölçümleri Istanbul’dan yapılamamıştır. M. D. Eghinitis’in Atina’dan yapılmış olan ölçümlere dayanan bu tahmininin, gerçeği pek yansıtmamakta olduğu düşünülmektedir.
10 Temmuz 1894 depremi Osmanlı toplumsal hayatında, özellikle de İstanbullular arasında önemli etkiler bırakmıştı. Depremden sonra, İstanbul’da yapılacak olan inşaatların kalitesi ile ilgili önlemler alınmıştı. Ahşap evlerin depreme daha dayanıklı olduğu gözlendiğinden ahşap ev yapımına önem verilmişti. Ayasofya ve Kapalıçarşı gibi depremden zarar gören tarihi yapılar onarılmış ve depreme daha dayanıklı hale gelecek şekilde restore edilmişti.

10 Temmuz 1894 depreminden sonra alınan önlemler arasında, İstanbul’a bir sismografi aletinin alınması da gündeme gelmişti. Bu amaçla Osmanlı Imparatorluğu’nun sefarethanelerine çeşitli yazılar gönderilmiş, sismografi aleti yapımıyla ünlü Italya’dan Roma Hareket-i Arziye Şubesi müdürü mösyö Agamemnon, karısı ve çocukları ile birlikte 1894 Eylül’ünde İstanbul’a getirtilmişti. İstanbul’a gidiş ve geliş yol masrafları Osmanlı hükümeti tarafından karşılanmak şartıyla, mösyö Agamemnon yıllık 8.500 Frank maaş ve Rasathane içinde bir lojman karşılığında görev yapmaktaydı.
Mösyö Agamemnon’un gelecekteki deprem ölçümlerinde kullanması ve nasıl kullanılacağını Osmanlı görevlilere de öğretmesi amacıyla, iki adet sismografi aleti de ısmarlanmıştı. Roma Rasathanesi müdürü mösyö Taçini aracılığıyla tanesi 3.200 Frank’a yaptırılan bu aletlerin bir tanesi Kandilli Rastahanesi‘ne, ikincisi ise -sıkı durun- vehimleriyle ünlü Sultan II. Abdülhamid’in ikametgahı olan Yıldız Sarayına yerleştirilmişlerdi…
Yazının devamını okumak için tıklayın.
İlginizi çekebilir
- Kitap-Dergi Kategorisi Yayında
- Mimar Sinan’ın İzinde İstanbul
- Osmanlı-Cumhuriyet Dönemi Dergiler Dijital Arşivi
- Osmanlı Dönemi Fotoğrafları Dijital Arşivi
- 1970’lerden İstanbul Manzaraları
- Kültür & Tarih Sohbetleri Programı
- Tarihsel Belge Olarak Fotoğraf