1832 yılından beri İstanbul Kazlıçeşme’de faaliyet gösteren Surp Pırgiç Ermeni Hastanesi, tarihine sahip çıkan köklü kurumlardan biri.
Toplumsal Tarih Dergisi Temmuz 1999 – Osman Köker “Tarihine Sahip Çıkan Bir Kurum: Surp Pırgiç Ermeni Hastanesi” Üstteki Görsel: Güzel İstanbul Twitter Hesabı
İstanbul Kazlıçeşme’deki Surp Pırgiç Ermeni Hastanesi geçtiğimiz günlerde, kuruluşunun 167. yıldönümünü kutladı. Yıldönümü kutlamaları hastanenin bugününe ilişkin bir atılıma; göz, röntgen ve ruh ve sinir hastalıkları bölümleri olmak üzere üç yeni ünitenin açılışına denk geldiği için coşkulu geçti. Ancak hastane yönetimi, yüzünü sadece geleceğine değil geçmişine de çevirmiş bulunuyor. Hastane, tarihi hakkında yaptığı yayın çalışmaları ve eczanesini bir müze gibi koruması bunun ilk akla gelen işaretleri.
Surp Pırgiç Hastanesi 17. yüzyıldan beri hizmette bulunan Narlıkapı ve Beyoğlu hastanelerinin yetersiz kalması üzerine Ermenilerin İstanbul’da yaptırdıkları üçüncü hastanedir. Hastanenin kurucusu, benzeri birçok hayırsever girişimin de öncüsü olan Artin Bezciyan‘dır (Harutyun Amira Bezciyan ya da Kazaz Artin adlarıyla da bilinir). Sultan II. Mahmud’un izniyle 1832-33 yıllarında yine şimdiki yerinde ahşap olarak inşa edilen hastanenin mimarları Karabet Amira Balyan‘la, eniştesi Ohannes Amira Serveryan‘dır.
Hastanenin inşaatı, II. Mahmud’un kişisel sarraflığı ve darphane yöneticiliği görevlerinde bulunan Artin Bezciyan’ın ölümünden sonra Mikael Pişmişyan Amira‘nın çabalarıyla gerçekleşmiş ve açılış töreni 1834’te yapılmıştır.
Bir cemaat kurumu olan hastanenin ayakta kalabilmesi için yeterli bir gelire sahip olması gerekmektedir. Bunların önemli bir kısmı cemaat üyelerinin bağışları ve zaman zaman gerçekleşen devlet yardımıyla sağlansa da, hastanede, kuruluş yıllarından itibaren, gelir getirici bazı ekonomik etkinlikler düzenlenmeye çalışılmıştır.
Hastanenin açılışından iki yıl kadar sonra, 1836’da kurulan mumhane 1860’a kadar faaliyette bulunmuş, 1872’de tekrar faaliyete geçmiştir. Yüzyıl dönümünde ise gelir elde etmek amacıyla işletilen birçok birim dikkati çekmektedir. 1900-1910 arasında yayımlanan hastane salnamelerinde yer alan bilgiye göre, 1899’da dokuma (çulha) ve ayakkabı atölyeleri, 1900’de mobilya, sandalye ve terzilik atölyeleri kurulmuştur. Atölyeler hastane personelinin ihtiyacını karşılamakla kalmamakta dışarıdan önemli bir sipariş de almaktadır.
Yine sağlık alanının dışındaki faaliyetler olarak, 1854’te, hastane arsası üzerinde bir ziraat okulu açılmış, ancak maddi sebeplerle 2 yıl sonra kapanmıştır. 1858’de ise, bir ruhban okulu açılmış, fakat onun da 2 senelik bir ömrü olmuştur. 1859’da, Arabyan Matbaası hastane tarafından satın alınmışsa da ancak küçük boy birkaç salname basabilmiştir. Basımevi 1861’de satılmıştır.
1848’de kurulan hastane eczanesi yüzyıl başında Dr. Mikael Efendi Horasancıyan‘ın çabalarıyla modernleştirilmiştir. Eczane hâlâ 1906 yılında açılan binasında bulunmaktadır. Surp Pırgiç amblemli eski porselen ve cam kavanozların, eski ilaç kutularının, tahlil tüplerinin, otoklavların, seksen yıl önceki günlük ilaç sarfiyat kayıt defterlerinin ve reçetelerinin korunduğu eczane yakında müze haline getirilecektir.
Hastahane yönetimi tarafından, yaklaşık 1880’den 1899’a kadar küçük çapta, 1900-1910 ve 1924-1949 arasında ise büyük çapta, Ermenice bir salname yayımlanmıştır. 1950’den beri de, bu boşluğu aylık olarak çıkarılan Surp Pırgiç Dergisi doldurmaktadır. Hastaneyi yönetmekte olan vakıf 1994 yılında Surp Pırgiç Ermeni Hastanesi Tarihçesi adlı bir kitap yayımlamış, derginin Aralık 1998’de yayımladığı ekte de eczane koleksiyonu tanıtılmıştır. 1900-1910 arasında Ermenice yayımlanan salnamelerin Türkçe yeni baskılarının yapılması gündemdedir.
Yazının devamını okumak için tıklayın.
İlginizi çekebilir
- İstanbul’u Sarsan 1894 Depremi
- Osmanlı-Cumhuriyet Dönemi Dergiler Dijital Arşivi
- Osmanlı Dönemi Fotoğrafları Dijital Arşivi
- 1970’lerden İstanbul Manzaraları
- Tarihsel Belge Olarak Fotoğraf
- Osmanlı Fotoğrafçılığında Ermenilerin Rolü
0 Yorum bulunuyor “Surp Pırgiç Ermeni Hastanesi”