Yazar Ahmet Hezarfen’in kaleminden; bir zamanlar halkının çoğunu Türklerin oluşturduğu, Tuna Nehri üzerinde bulunan ve Rumeli’nde veda edilen son toprağımız Adakale‘nin hikâyesi.
Tarih ve Toplum Dergisi, Aralık 1998 Sayı: 180
Adakale, Tuna Nehri üzerinde bir ada ve kenttir. Orşova (Orsova) kentinin yaklaşık dört kilometre doğusunda, nehrin Karpat Dağları’nın uzantısını yararak Eflak Ovası’na çıktığı ve dar Demirkapı Boğazı’na girmek üzere keskin bir dirsek yaptığı yerdedir. 0,2 km2 yüzölçümünde, 1,5 km. uzunluğunda olan bu tarihsel kentte halkın çoğunluğunu Türkler oluşturuyordu.
Ada, 1970’lerin başında Romanya ve Yugoslavya’nın işbirliğiyle, Demirkapı Boğazı’na kurulan barajın suları altında kaldı.
Adakale’nin Tarihi
Onbeşinci yüzyıl başlarında Adakale’ye Türkler yerleşmeye başladı. Avusturya saldırılarına karşı üzerine bir kale yapıldı. Sırbistan’ın özerklik kazanmasından sonra (1830), Osmanlı Devleti’ne bağlı kaldı. Ayastefanos (Yeşilköy) Antlaşması’yla (3 Mart 1878) boşaltılmasına karar verilmesine karşın, Avusturya-Macaristan, Romanya, Sırbistan sınırlarının kesiştiği noktada bulunmasından ötürü hangi devlette kalacağı belirlenemedi.
Berlin Kongresi’nde (13 Haziran-13 Temmuz 1878), Adakale’nin durumu unutulunca, Osmanlı Devleti’nin egemenliği sürdü. I. Dünya Savaşı’ndan sonra 1920 tarihinde imzalanan Trianon Antlaşması ile Adakale’nin Avusturya-Macaristan’dan Romanya’ya geçtiği kabul edildi. Bu tarihten sonra Romanya’ya bağlı sayıldıysa da Türkiye bu durumu ancak Lozan Antlaşması görüşmelerinde (24 Temmuz 1339/1923 öğleden sonra) onayladı.
Romanya sınırları içinde halkın bütününü Türklerin oluşturduğu tek yerleşim alanı Adakale’ydi.

1967’de 150 hanesi ve 750 nüfusu vardı. Halk tütüncülük, kayıkçılık ve Tuna Nehri’ndeki turistik gezi gemilerinde kahvecilik yaparak geçiniyordu.
Evler tuğla çatılı, tek katlı kâgir evlerdi; adada tek minareli bir de cami vardı. Türkçe konuşup yazan Adakale halkı, Türk geleneklerini 500 yıl boyunca korumuştur.

Tuna Nehri üzerinde ve Vidin’e çok yakın olan tarihi (Adakale) kasaba, Vidinlilerin yazlık turistik yeri idi. Serbest bir idaresi olan Adakale’den, karşısındaki Orşova kasabasına, Herkules Bad’a geçmek gayet kolay olduğundan, Vidin Türkleri de bu sayede başka bir Batı memleketini yakından tanımak imkânına sahipti.
Belgrad, Peşte ve Temeşvar’ın zaptı için önemli bir üs olan bu ada, sırayla Avusturya, Türk, Sırp ve Romenlerin elinde bulunmuştur. Avusturyalı’ların sıklaşan saldırılarını önlemek gayesiyle meskûn yerlerin etrafında sedler çekildiğinden adaya Adakale adı verilmiştir.
Bazı kaynaklara göre Adakale ismi, Ali Paşa’nın adayı Avusturyalı’ların elinden geri almaya çalıştığı 1738 yılında ilk defa geçmektedir. Adakale ile ilgili yüz kadar türkü Macar Türkoloğu Ignacz Kunos tarafından derlenmiştir. (Ada-Kalei Török Nepdalık, Budapeşte 1906)
Türkünün, yaşadığımız yüzyılın başlangıcında hâlâ canlı gelenekte yaşaması, Avusturyalıların yenilgisini haber vermesi, Adakale adının ilk defa bu savaştan sonra (1738) kullanılması ve türküde geçen Mehmed Paşa’nın ve yine bu savaşta Adakale’yi ele geçiren İvaz Mehmet Paşa‘yı hatırlatması açısından önemlidir.
Adakale Türküsü
Uyan padişahım uyan
Uyan da Mevlâya dayan
Yeniçeriler kulun yayan aman
Hey Ada Ada yoluna feda
Ada’nın çevresi bağlar
Alt yanında Tuna çağlar
Bu yıl çok analar ağlar
Ada’nın çevresi yapı
Alt yanında Demir Kapı
Bir fitilde atar topu
Üç günde yapıldı sallar
Bu yıl gelir haşa haller
Nemçe kralı durmuş ağlar
Ada’nın çevresi taştır
Alt yanında otu yaştır
Mehmet Paşa bize baştır
Hey Ada Ada can sana fedâ
Bir akıncı türküsünden
“Kırata vurdum kınayı
Atladım geçtim Tuna’yı
Ağlattım garip anayı”
Adakale’de mazgal, hendek ve burçlara girilen mermer kapının üzerine hak edilmiş kitabede şu satırlar vardır:
Hüsrev-i Kişverküşâ Hâkan-ı mansûr-ul-livâ
Rayet efrazı Vega Şahinşehi Kıtistan
Hazret-i Sultan Mehmed mücahid kim odur,
Eyleyih emr-i cihâda sarf-ı cehd-i bîgiran
Feth ü teşhîr eyleyüb nice kılây-ı düşmanı
Kuvvet-i islâmi izhâr itdi il sânib kıran
Terk edib evvelkinden alâ esâsından ani bezl-i kudret etdiler
Öyle teşbhl etdiler kim burcu barusu anin
Oldu Hüsn ü hasin bî-bedel cennet nişan
Kişver-i ikbâlini ma’mûr edüb şahinşaha (şehn-şah)
Zâtını âfatdan hıfzede hayy-ı müsteân
Feth idüb bu kal’ayı aldı yedd-i Küffardan
Kıldı ihyâ yüınn ile bünyâd idüb Mahmud Hân
1158/1749 (Padişah I. Mahmud)
Ada, boşaltılmış, içinde yaşayan 150 hane Türk öteye beriye dağılmıştır. Bu suretle Tuna’daki son hatırâmız da kaybolmuştur.
Yazının orijinali ve kaynaklar için tıklayın.
İlginizi çekebilir
- Edirne Balkan Tarihi Müzesi
- Balkanlardaki Osmanlı Eserleri Bu Fotoğraflarda
- Arşivcilik Tarihimizin Kıymetli İsmi «Lajos Fekete»
- Afrika’nın İlk Osmanlı Okulu
- Bir Selanikli Ailenin Yemek Kitabı
0 Yorum bulunuyor “Tuna’daki Son Hatırâmız «Adakale»”